Hande Macit, Mersin’in Tarsus ilçesinde hukukçu bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Kitap okumayı çok seven Hande, okulda da çok başarılı bir öğrenciydi. Bu başarısı onun Amerikan Koleji’nde Memleketler arası Bakalorya eğitimi almasını hasebiyle yurt dışına odaklanmasını sağlamıştı. En büyük isteği, Avrupa’nın en düzgün işletme okullarından biri olan Hollanda’daki Rotterdam School of Management’ta okumaktı, okudu da. Sırada mesleği vardı. Süt eserleriyle bilinen Hollanda’da taze süt eserleri bulamamak onu yoğurt yapmaya itti. Taze ve gerçek yoğurt Türk kültürünün bir kesimiydi lakin Hollanda’da yoktu. Yoğurtlar ekseriyetle endüstriyeldi. Böylelikle kafasında meslek planını da belirledi. Luwia ismiyle eski Türk tarzı mayalı yoğurt üretmeye başladı. Lakin tam bu esnada koronavirüs pandemisi başladı. Bu durum müşterisi olan otellerin, Michelin restoranlarının ve birçok işletmenin faaliyetlerini durdurmasına neden olmuştu. Bu süreçte yoğurt işini askıya aldı, Hollanda’ya gelmek ve yatırım almak isteyen şirketlere danışmanlık hizmeti vermeye başladı.
‘BALODA TANIŞTIK, 1 YIL SONRA EVLENDİK’
Hande (30), Hollanda’da kendine tam da istediği üzere bir ömür kurmuştu lakin hayatın onun için sürprizleri vardı. 2019 yılının Mayıs ayında hayatının aşkı, evleneceği şahısla karşılaştı. Hande o günü, “Alexander (31) ile ortak arkadaşımızın düzenledigi bir baloda tanıştık. Kalabalık bir etkinlikti, birbirimizi uzaktan gördük. Daha sonra yanıma gelip ‘Merhaba, ben Alexander’ diye kendisini tanıttı. Evlenme teklifini çıkmaya başladıktan yaklaşık bir yıl sonra aldım, korona sebebiyle de uzun bir mühlet nişanlı kaldık” diye anlatıyor.
PRENS OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ ZİRA…
Yaşadığı klasik bir tanışma öyküsü üzere görünse de Hande için durum bundan fazlasıydı. Zira tanıştığı ve âşık olduğu kişi Avrupa’nın en eski hanedanlıklarından biri olan Almanya’daki Mecklenburg Dükalığı’nın Veliaht Prensiydi. Georg Alexander (31), tanıştıklarında Hande’ye prens olduğunu söylememişti. Avrupa’da unvanı olan kimseler bunu tanışırken yahut bir ortamda alenen söylemiyor, soylu kimliklerini öne çıkarmanın ayıp olacağını düşünüyorlardı. Bu nedenle Alexander da prens olduğunu bir mühlet sonra ailesinden bahsederken söylemişti. Pekala bu durumu hem Hande’nin hem de prensin ailesi nasıl karşılayacaktı?
“Ben birinci evvel ağabeyime, Alexander da birinci evvel erkek kardeşine söyledi. Ailem için en kıymetli şey Alexander’ın bana paha veren bir kişiliğinin olmasıydı. İki ailede de yabancı evliliği birinci sefer olmadığı için münasebetimiz olağan karşılandı. Ne eşimin ne de ailesinin yakın vakte kadar Türk kültürüne dair hiçbir bilgisi yoktu. Geçen yaz Alexander Türkiye’ye geldi ve çok çok beğendi. İnsanların sıcakkanlılığı, yardımseverliği onu çok etkiledi. Yemekleri de ayrıyeten çok sevdi. Olağan Çukurova bölgemizin yemeklerini söylememe gerek yok, aslında mutfağıyla ünlü bir bölgemiz.”
‘ÇOCUKKEN HİÇ PRENSESLİK HAYALİ KURMADIM’
Mersinli gurbetçi kız Hande Macit, Mecklenburg Dükalığı’nın Veliaht Prensi Georg Alexander ile geçtiğimiz günlerde görkemli bir düğünle evlendi. Aile tarihçileri tarafından organize edilen kraliyet düğününde prense ‘evet’ diyen Hande, ‘düşes’ unvanını aldı. Çocukken hiç prenseslik hayali kurmamıştı lakin kraliyet ailesine gelin gitmişti. Düş üzere düğün cuma günü başlamış pazar gününe kadar devam etmişti. Almanya’da kraliyetin İngiltere’deki üzere politik ve siyasi güce dayalı olmadığını söyleyen Hande, “Sadece tarihi, kültürel ve sembolik bir kıymet. Bu yüzden düğünde sıkı kurallara tabi tutulmadım” diyor.
GELİNLİĞİNİN TARİHİ BİR MANASI VAR
Prensle evlenen Hande ‘düşes’ olmuştu. Münasebetiyle yüzüğü, gelinliği, gelin çiçeği günlerce konuşuldu. Ailenin klasik olarak kullandığı bir yüzük tarzı vardı. Alexander o yüzüğü baz alarak Hande’ye bir yüzük tasarladı. Gelinliğinin ise kendi tercihi olduğunu anlatan Hande, “1850’li yıllardaki bir Mecklenburg-Strelitz gelinliğinden ilham aldık, tarihi bir gelinliğin kendi zevkimiz ve birtakım Türk ayrıntılarıyla birleşmiş halini yarattık. Bu özel tasarımı bir aile dostumuz yaptı. Strelitzia çiçeğini ise bilhassa ailenin ismini taşıdığı için seçtik. Türkiye’de starliçe olarak bilinen çiçek, ismini aslında İngiliz Kraliçesi Charlotte’un doğdugu aile olan Mecklenburg-Strelitz’den almış” bilgisini paylaşıyor.
“Mecklenburg-Strelitz Dükalığı, Avrupa’nın en eski 4-5 kraliyet ailesinden biri. Tarih boyunca İngiltere, Hollanda ve İsveç üzere birçok krallık ile aile bağları olmuş, günümüzde de bu bağlar hala devam ediyor. 1100’lü yıllardan beri Mecklenburg ailesinin Avrupa’nın tarihini, kültürünü ve sanatını etkilemiş bir aile olduğunu söyleyebiliriz. Almanya’da kraliyet İngiltere’deki üzere politik ve siyasi güce dayalı değil, yalnızca tarihi, kültürel ve sembolik bir kıymet. Temsili vazifelerimiz yıl boyunca oluyor. Bu misyonlar kimi vakit Mecklenburg’da kimi vakit ise milletlerarası ortamlarda. Direkt olarak Türkiye’yi ilgilendiren şeyler olacak mı bilmiyorum lakin Türk asıllı olmamdan ötürü ülkemize de katkısı olmasını umuyorum.”
‘KRAL CHARLES İLE AKRABAYIZ’
Nikahta İngiltere Kraliçesi 2’nci Elizabeth için bir dakikalık hürmet duruşunda bulunuldu. Zira Hande’nin eşi ile İngiltere Kralı’nın akrabalık bağları vardı. Alexander ile Charles 7’nci göbekten hısımdı. İngiltere Kraliçesi Charlotte Mecklenburg-Strelitz düşesi olarak doğup, İngiltere Hükümdarı 3. George ile evlenmişti.
‘DÜZENİMİZİ DEĞİŞTİRMEYECEĞİZ’
Bir prens ve bir düşes olarak kendi tercih ettikleri bir yerde mi yoksa şatoda mı yaşayacaklardı?, Düğünden sonra hayatında neler değişmişti? Hande Macit bu sorularımıza, “Şu anda bütün sistemimiz Rotterdam’da konseyi olduğu için bu nizamı bir anda değiştirmek istemiyoruz. Fakat Mecklenburg’a taşınmak ilerideki kanılarımız ortasında. Hayatımızda büyük bir değişiklik yapmadığımız için bunun farkını anlayamadım şimdi. Şuna seviniyorum; evliliğimiz Avrupa’da ve çeşitli ülkelerde yayınlandı ve daima olumlu dönüşler aldık. Bunun da Türkiye için olumlu olduğunu düşünüyorum” yanıtını verdi.
‘HAYATI ANLAMDIRMA HALİ PRENSİ KARŞISINA ÇIKARMIŞ’
Peki bu iki farklı dünyanın bir ortaya gelip evlenmesi nasıl açıklanabilir? Bu durumun Türkiye açısından ehemmiyeti ne? Hande Macit’in ailesinin prensin kızlarının kişiliğine paha vermesini önemsediğine vurgu yapan Klinik Psikolog Pelin Hazer, “Bir evliliğin oluşmasındaki temel nedenlerden biri de bu. Alakayı kurabilme kısmında kıymetler, sevgi haritalarının oluşması, duygusal bağlanmanın inançlı olma hali belirleyici olur. Sosyal statü günümüzde ne kadar kıymetli üzere görünse de münasebetin temeli bedelleri içeriyor. Birbirlerini görüp etkilenme noktasında ise öncelikle karakterlerini tanımaları, ortak bir hayat görüşüne sahip olmaları ve Hande Macit’in muvaffakiyetleri ortak bir hayat inşa etme kısmında tesirli olmuş” dedi.
“Hande Macit’in okuma çabası ve yaptığı çalışmaların başlı başına değerli olması Türkiye için temel öncelikli kısım diyen Hazer, “Kendi ayakları üzerinde durabilen ve mesleği üzerinde farklılıklar yaratan bir bayanın ülkemizi temsil etmesi aslında bu adımı atmaya çaba eden Türk bayanlarına örnek olabilir. Buradaki kısım raslantısal üzere gözükse de Hande Macit’in kişilik ve karakteri, çalışma biçimi ve hayatı anlamlandırma formu bir yerde karşısına prensi çıkarmış. Türkiye’yi temsil eden bir bayanın bu özelliklere sahip olması ve ülkemizi bu manada temsil ediyor olmasının çok kıymetli olduğunu söyleyebilirim” görüşünü paylaştı.
Milliyet.com.tr, hayatın içinden insan öykülerini uzman bakış açısıyla harmanladığı ‘SEN ANLAT’ projesini okurla buluşturuyor. ‘Benim de bir öyküm var’ diyorsan, en değerli konuğumuz olarak seni de bekliyoruz: [email protected]