Halk TV müellifi Mehmet Tezkan, bugünkü köşesinde, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş‘ın Atatürk’ün isminin mescitlerde anılmaması talimatı verdiğini ve bu durumun laik bir devlet için bir beka sorunu oluşturduğunu belirtti. Tezkan, Erbaş’ın yıllardır imamlar aracılığıyla Atatürk düşmanlığını teşvik ettiğini ve bu durumun halkı Atatürk’e karşı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğini söz etti.
Ayrıca, Gaziantep’te yaşanan bir olayda, bir vatandaşın imama, Atatürk’ün ruhuna neden Fatiha okutmadığını sorması ve imamın “Diyanet’ten gelen hutbe metnini takip etmek zorunda olduklarını” söylemesi örneğini verdi.
Tezkan ayrıyeten, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve birtakım tarikatların, Türkiye’de laikliğe ve Atatürk’ün unsurlarına karşı olduklarını ve bu yüzden Atatürk’e karşı bir hal sergilediklerini lisana getirdi. Yazıda, Hüda Par’ın laiklik unsurunun Anayasa’dan kaldırılmasını istediği ve Diyanet İşleri’nin misal bir fikir yapısına sahip olduğu belirtildi. Tezkan, bu çeşit kanıların Türkiye’nin laik ve çağdaş bir devlet yapısına ziyan verdiğini vurguladı.
“30 Ağustos Cuma günü Atatürk’ün yeniden mescitlere sokulmaması… Taliban sevdalısı Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın talimatıyla adının anılmaması…
Türkiye’nin beka sorunu olmaya başladı…
Çünkü Erbaş imamlar vasıtasıyla yıllardır Atatürk düşmanlığını körüklüyor, teşvik ediyor.
Oturduğu makamı kullanarak ülkenin kurucusunu yok sayıyor. İmamlara ismini anmayın talimatı veriyor. Bu yaptığı halkı Atatürk’e karşı kin ve düşmanlığa tahrik değil mi?
Atatürk’ü yok sayması Ulu Lideri aşağılama değil mi?
Önüne gelen bireye bu husustan dava açan, gözaltı kararı veren savcılar, tutuklama kararı verip insanları mahpusa atan yargıçlar nerede?
Gaziantep’ te yaşanan kolay bir olay değil. Cuma hutbesinde İmam Atatürk’ün ismini anmayınca cami cemaatinden duyarlı bir vatandaş; Hamas Lideri Haniye için cenaze namazı kıldırdınız Atatürk’ün ruhuna neden Fatiha okutmadınız’ diye sormuş…
Haklı ve yerinde bir soru…
İmamın yerine mescitteki bir diğer vatandaş cevap vermiş; ‘Kafirin ruhuna Fatiha okunmaz’…”
Mehmet Tezkan’ın