Pink Floyd‘un kurucu üyelerinden Roger Waters, 22 yaşındaki Mahsa Amini‘nin ‘ahlak polisi’ tarafından gözaltına alındıktan sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmesine ait açıklamalarda bulundu.
bianet.org’un aktardığına nazaran Waters, yayınladığı görüntüde, “İranlı genç bir bayan olan Mahsa Amini’ye Tahran’da yapılanları okudum. Amini maalesef ne idüğü belgisiz bir ‘ahlak polisi’ tarafından katledilmiş. Görünüşe bakılırsa Amini öldüresiye dövülerek hayatını yitirmiş. Tüm ispatlar bunu gösteriyor. Şu anda sokaklara hareketler, ayaklanma ve genel bir öfke hakimmiş” sözlerini kullandı.
“Ayetullah bana ‘Burası bizim ülkemiz, bizim dinimiz, bu seni ilgilendirmez’ diyebilir. Fakat beni ilgilendirir” diyen Waters, şöyle devam etti:
- Çünkü ben beşerim. İnsan haklarına inanıyorum. Mahsa da bir insan ve onun da insan hakları var ve bu insan haklarının sizin Allah kavramınızla ve dininizle kısıtlanamaz.
Waters, açıklamasında şunları tabir etti:
- O nedenle Sayın Ayetullah’a açıklamak isterim: Irk diye bir şey yoktur. Yapılan tüm gen çalışmaları gösteriyor ki hepimiz birebir kıtadan, Afrika’dan geldik. Hepimiz kardeşiz, akrabayız. Mahsa benim kız kardeşim ve şu anda yaşıyor olmalıydı. O ve onun İran’daki ve dünyanın dört bir yerindeki kız kardeşleri, şayet başlarını kapatmak istiyorlarsa buna kendileri karar vermeliler. Bu seni hiç ilgilendirmez.
“Tahran’da, İstanbul’da ve dünyanın dört bir yerinde Mahsa için sokağa çıkan tüm insanların da neden kızgın olduklarını anlıyorum” diyen Waters, şunları kaydetti:
Elbette ki beşerler bu genç bayanın bu gereksiz mevtini protesto edecekler. Ve sizler, sokaklarda bu mevti protesto edenler, direnişe devam edin. Bu yapılan aşağılık bir hatadır. Mahsa’nın ailesine başsağlığı diliyorum. Sizinle bir arada yas tutuyorum bayım.
NE OLMUŞTU?
Tahran’da 13 Eylül’de “ahlak polisi” olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra komaya girerek hastaneye kaldırılan Amini’nin 16 Eylül’de hayatını yitirmesi ülkede infiale yol açmıştı.
Tepkiler üzerine Tahran polisinden yapılan açıklamada, İrşad devriyesinin Amini’yi bir saatlik “brifing” için karakola götürdüğü, genç bayanın burada birdenbire şuurunu kaybetmesi ve kalp rahatsızlığı yaşaması üzerine hastaneye sevk edildiği tez edilmişti.
İran devlet televizyonunda yayınlanan manzaralarda de Amini’nin polis merkezine getirildikten ve bir görevliyle konuştuktan sonra ansızın kötüleşerek yere düştüğü görülüyor. Protestocular ise polisin, genç bayanın “aniden” şuurunu kaybettiği istikametindeki açıklamasını reddederek, Amini’nin polis merkezine getirilmeden evvel darp edildiğini belirtiyor.
Amini’nin 17 Eylül’de memleketi Sakkız kentinde düzenlenen cenaze merasimi sonrasında Tahran ve ülkenin batısındaki kentlerde protestolar başlamıştı.