Odatv’nin İlhan Oral’ın kendisi hakkında görüşünü sorduğu Hasret Varlıklı ise sessiz kalmayı tercih ederek karşılık vermedi.
Özlem Varlıklı daha evvel öbür bir Yeni Akit muharriri Ali Karahasanoğlu’nun tenkit oklarına maksat olmuştu. Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşındayken evlendirdiği argümanıyla ilgili AK Parti’nin Meclis araştırması istemesi Yeni Akit muharriri Ali Karahasanoğlu’nun yansısını çekmişti. Karahasanoğlu, “Özlem Güçlü, tüm dindar insanları rencide edecek halde hazırladığı araştırma önergesi ile, CHP’lilerin ekmeğine kaymak sürüyor” demişti.
ÖZLEM ZENGİN HEDEFTE
AK Parti Küme Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Hasret Güçlü’yü yeniden Yeni Akit’in amacına girdi.
İlhan Oral bugünkü yazısında İstanbul Sözleşmesi’ni savunması nedeniyle partisi içinde eleştirilen Hasret Güçlü’yü maksat aldı. Oral kendisine gelen şikayetler üzerinden cümleler vererek “Onun için Ak Parti bu cins arızalardan silkinmelidir” kelamlarıyla Hasret Güçlü’nün partiden tasfiye edilmesini gerektiğini savundu.
İlham Oral yazısına “Haberlere bakılırsa bu hanımefendinin bir oldukça falsosu ve sabıkası görülmektedir. Her aksiyon ve konuşmasını CHP alkışlıyormuş!? LGBT üzere bir gayri yasal fuhuş teşkilatını savunduğu kayıtlarda görülüyor ve lisanlarda konuşuluyormuş. ” diyerek başladı. Devamında da Hasret Güçlü’nün AKP’den tasfiye edilmesini savundu.
İlhan Oral, “Buna karşın partide ileri seviyede istek görüyor. Herkesin şahid olduğu üzere “İstanbul sözleşmesini” şahsen Lider Erdoğan kaldırdı. Bu gerçek karşısında âdeta açıkça sırıtan bir tezat vardır. Lider Erdoğan, ismi geçen mukaveleyi kaldıracak, bu hanımefendi “İstanbul sözleşmesini” savunacak. Burada elbette açıkça sırıtan bir tezat vardır. Olağan değildir. Bu türlü bir gelişme Ak Parti’ye yutulmaz bir lokmadır.
Onun için Ak Parti bu çeşit arızalardan silkinmelidir. Aksi takdirde en azından idare ile Ak Partiye yürekten katılarak takviye veren irade ortasında kırgınlık fitnesine sebep oluyor. Aslında bu tıp kırgınlıklar Ak Partiyi, ittifaklara mecbur etmiştir. Ak Partinin kuruluşunda hasbî ve gönüllüler, bu türlü bir takviye arama gereksinimi hissetmeden tek başına iktidar yolunu açmıştı. Onların yerini alan birtakım takımlar, çıkar sağlama kaygısına düştüler. Çıkarlarını ve siyasî ikballerini garanti etmeye tartı veren kesitler, istekli kesiti ötekileştirdiler. Ondan sonra da kırgınlıklar baş gösterdi.” diye yazdı.
”Artık Ak Parti silkinmelidir ‘başlıklı yazının tamamı:
Bir toplantıda değerle üzerinde durulan bir mevzu hakkında şikâyetvari konuşmalar yapıldı. Eleştirel konuşmalar reaksiyon biçiminde gelişmeye dönüştü.
Hizmet ehli kardeşlerimizden biri problemden müşteki olduğunu lisana getirdi. Yansıların konusu, Hasret Güçlü isminde bir hanımefendi idi. Kim bu Hasret Güçlü hanımefendi diye sordum. İştirakçilerden bir beyefendi; “hocam her halde siz toplumsal medyayı takip etmiyorsunuz” dedi. Ben de bu mevzuyu araştıracağım diye karşılık verdim. Haberlere bakılırsa bu hanımefendinin bir oldukça falsosu ve sabıkası görülmektedir. Her aksiyon ve konuşmasını CHP alkışlıyormuş!? LGBT üzere bir gayri yasal fuhuş teşkilatını savunduğu kayıtlarda görülüyor ve lisanlarda konuşuluyormuş.
Buna karşın partide ileri seviyede istek görüyor. Herkesin şahid olduğu üzere “İstanbul sözleşmesini” şahsen Lider Erdoğan kaldırdı. Bu gerçek karşısında âdeta açıkça sırıtan bir tezat vardır. Lider Erdoğan, ismi geçen mukaveleyi kaldıracak, bu hanımefendi “İstanbul sözleşmesini” savunacak. Burada elbette açıkça sırıtan bir tezat vardır. Olağan değildir. Bu türlü bir gelişme Ak Partiye yutulmaz bir lokmadır.
Onun için Ak Parti bu çeşit arızalardan silkinmelidir. Aksi takdirde en azından idare ile Ak Partiye yürekten katılarak takviye veren irade ortasında kırgınlık fitnesine sebep oluyor. Aslında bu cins kırgınlıklar Ak Partiyi, ittifaklara mecbur etmiştir. Ak Partinin kuruluşunda hasbî ve gönüllüler, bu türlü bir dayanak arama muhtaçlığı hissetmeden tek başına iktidar yolunu açmıştı. Onların yerini alan kimi takımlar, çıkar sağlama kaygısına düştüler. Çıkarlarını ve siyasî ikballerini garanti etmeye yük veren bölümler, istekli kesiti ötekileştirdiler. Ondan sonra da kırgınlıklar baş gösterdi.
Onlar tıpkı vakitte 15 Temmuz ruhunun şahlanan fedaileri idi. İşte bu ruhu kaybetmeden Ak Parti, Ak Parti olarak kurumsallaşmalı ve hasbîleşmelidir. Yoksa hem bu iradeyi şahlandıran ruha, hem de bu ruhun önderine haksızlık olur.
Bütün bunlar için de bu ruha ziyan verecek virüslere yer vermemelidir. Ak Parti, aklığı ile yola devam etmelidir. Bununla dolayısı ile aile kurumunu temelden çökertecek yayınlar yine gözden geçirilmelidir. Bilhassa birtakım televizyon programı serseri mayınlar durumundadır. Çok oranda tehlike saçmaktadırlar.
Bu programlar ile aile mahremiyetinin derinliklerine giriyorlar ve her türlü kirli çamaşırı açıkça teşhir ediyorlar. Aile bireylerini ve aileleri saldırgan sırtlanlar üzere kızıştırıyorlar, âdeta “it dalaşı” üzere boğuşturuyorlar. Gladyatör savaşı yaptırıyorlar.
Onların insafsızca boğuşmaları sayesinde reyting artıyorlar. Bununla da bol para kazanıyorlar. Amma aileyi aile yapan bedelleri heder ediyorlar. Hiç de aldırış etmiyorlar. Artık dava şuuru sönmüş ve hangi bedellerle ilgilenilmesi gerektiğini unutmuş seyirci kitlesini asimile etmeye devam ediyorlar. Haçlı döküntülerine göz kırparak, “bakın sizin yapamadıklarınızı biz nasıl başarıyoruz” sinyali veriyorlar.
“Bireyi yaşatmayı, devleti yaşatmaya eş kıymet kabul” eden bir sistem, aileyi ihmal ettiği vakit çöker. Bugün uyguladıkları sistem de budur. Ailenin enkazı altında ağır kokular üreten zihniyete karşı önlem alınmalıdır. Mesela: Aile Bakanlığı yerine, asırlarca bu vazifesi kıvamında yürüten İslam ulemasına tevdi edilmelidir. Zira bu misyon aslında onlarındır. Bu yapılmadığı takdirde çöküş kaçınılmazdır. Ve de süratli çöküş, aileyi yok etme hedeflenmektedir. Tehlikeyi göz arkası etmek gaflettir.
Aileyi bu çöküşten kurtarmak, Ak Parti açısından çok kıymetlidir. “Milletin ensesinde boza pişiren” kurum ve kuruluşları hizaya getirmek epeyce bir misyondur.
MİLLETİMİZ, çıkarcı zorbaların idaresine bırakılmamalıdır. Esselamu aleykum.